Сохранен F 27
https://2ch.hk/b/res/61494076.html
24 декабря Архивач восстановлен после серьёзной аварии. К сожалению, значительная часть сохранённых изображений и видео была потеряна. Подробности случившегося. Мы призываем всех неравнодушных помочь нам с восстановлением утраченного контента!
Аноним Птн 24 Янв 2014 21:26:44  #1 №61494076 
1390584404591.jpg

Суп бе.
Есть несколько интим фоток одной малолетней шлюхи. Какие профиты можно извлечь?
Историю про неё писать?
Если анон заинтересуется, выложу весь пак, а также всю инфу о ней. Шлюха, кстати, так себе

Аноним Птн 24 Янв 2014 21:27:56  #2 №61494123 

ее случайно не слава зовут?

Аноним Птн 24 Янв 2014 21:28:44  #3 №61494156 
1390584524934.jpg

Давай пак, чего уж там.

Аноним Птн 24 Янв 2014 21:28:59  #4 №61494169 

>>61494123
Нет.

Аноним Птн 24 Янв 2014 21:29:12  #5 №61494176 

Оп пик неплох. Выложи пак.

Аноним Птн 24 Янв 2014 21:30:15  #6 №61494224 

>>61494156
Нахуя выкладывать пак, если профитов никаких?
Мне, может, еще всеединственные и неповторимые паки со шлюхами выложить за раз?

Аноним Птн 24 Янв 2014 21:31:12  #7 №61494259 

Ты знаешь что делать ОП.
выкладывай пак

Аноним Птн 24 Янв 2014 21:32:09  #8 №61494295 

>>61494076
Клево, реквестирую пак.

Аноним Птн 24 Янв 2014 21:32:57  #9 №61494323 
1390584777898.jpg

Нет.

sageАноним Птн 24 Янв 2014 21:33:40  #10 №61494369 

>>61494224
Ну охуеть теперь. Говна наверни, юден.

Аноним Птн 24 Янв 2014 21:34:59  #11 №61494428 

>>61494369
Без проблем.

sageАноним Птн 24 Янв 2014 21:35:05  #12 №61494435 

>>61494323
У меня плечи и то уже.

Аноним Птн 24 Янв 2014 21:36:34  #13 №61494520 

>>61494224
Не нравится - не дрочи.

Аноним Птн 24 Янв 2014 21:39:22  #14 №61494671 
1390585162068.jpg

Ладно, раз ничего не ожидается, я съебываю. Не ради подрочить начинал все это, лол.
ОП

sageАноним Птн 24 Янв 2014 21:40:04  #15 №61494702 

Видишь, ОП? Зажал пизду /б/рату- тред утонул. Енджой.

Аноним Птн 24 Янв 2014 21:41:43  #16 №61494785 
1390585303390.jpg

>>61494702
Нужна пизда - держи. Её, между прочим. Но я еще так-то полностью не готов, честно говоря. Когда будет полная инфа, я вернусь.

sageАноним Птн 24 Янв 2014 21:42:57  #17 №61494839 

>>61494671
ну в общем да пошел нахуй

sageАноним Птн 24 Янв 2014 21:46:37  #18 №61495046 

>>61494785
Ты что, совсем дурак? Это что блядь такое? Пупок еще кинь, клоун.

sageАноним Птн 24 Янв 2014 21:46:47  #19 №61495056 

İçinde sevgiliden başka hiçbir şey bulunmayan şu gönlüme yemin ederim senin sevmediklerini ben de sevmem.
• Canımı sana feda edemezsem, o can dertsiz kalmasın, gamdan kurtulmasın,başından bela eksik olmasın! Gözlerim senin için ağlamıyorsa, kararsın; hiç bir şey göremez olsun
• Senden başkasına ümit bağlarsam, umduğum gerçekleşmesin, olmasın ve ben hayal kırıklığından kurtulmayayım. Eğer senin için yaşamıyorsam, varlığım senin değilse, ben bu varlığı istemiyorum; yıkılsın, gitsin!
• Dünyada hangi güzel, hangi güzellik vardır ki, senin güzelliğinden onda bir parıltı bulunmasın. Senin ışığının vuruşundan ibaret olmasın. Hangi padişah, hangi emîr vardır ki, senin dilencin, yoksulun olmasın?
• Gönlümde düşmanlara karşı, düşmanlara ait bir dilek bulunmasın. Çünkü benim gönlümde senin rızanı kazanmaktan başka bir dilek yoktur.
• Sensiz geçen bir anı bile kaza edemem. Fakat ne çare ki başa gelen senin takdirinden başka birşey değildir.
• Ey gönül! Sevgili uğrunda canınla oyna, canını ver. Sen kendini çok seviyorsun. Onun üstüne titriyorsun. Titreme; feda et gitsin. Allah sana kafi değil mi?
• Sen kendi üstüne titreme de başkaları senin üstüne titresinler. Canının üstüne yemin ederim ki, sana senden başka bir düşman yoktur.
212. Senden başkasının elinden yediğim helva ağzımda mızrak olur, damağıma batar.
Mefa'îliin, Pe'ilatiin, Mefa'îliin, Fa'îlün
(c.I, 478)
• İnat et, huysuzlan! Güzellerin inadı, huysuzluğu tatlıdır, hoştur. Bahaneler uydur! Güzellerin bahaneleri ayindir.
• Senden zaten vefa beklemiyordum. Çünkü vefasız olmak, cevr etmek güzellerin huyudur, adetidir, dinidir.
• Azizlerin tertemiz canlarına yemin ederim ki, senden başkasının elinden yediğim helva ağzımda mızrak olur, damağıma batar.
• Binlerce vaatlerde bulun, söz ver; hiç birinde durma! Sözünde durmasan da sen vadettiğin için bu öyle bir serapa benzer ki, bu serap, yüzlerce tatlı suya değer.
• Senin güzel yüzün bir hazine gibidir. Kötü huyun ise o hazineyi bekleyen yılandır. Hazinen var olsun. Yılan zaten dışarıdadır.
• Senin aklından geçirip de işlediğin her hilenin değeri binlerce incidir, binlerce la'ldir.
• Fıkıh dersi okunan medresede nasıl dışarı atılma, kovulma sebepleri nizamlara, törelere bağlanmış ise, bil ki aşk medresesinin de kanunları vardır.
213. Aşk bende meydana geldi, gelişti.
Müfte'ilün, Müfte'ilün, Fa'ilat
(c. I, 516)
• Ey mest bir halde vakitsiz kalkan kişi! Belli ki sen şarap içmişsin. Hem de ezel şarabı.
• Aşk seni kadeh gibi elimizden aldı da bağrına bastı.
• Allah'ın hazinesinin malı olan her inci, her mücevher senin o la'l dudaklarında var mı? Var.
• İstemiyorduk ama, aşkın gönül bağını kopardı da sıçradı, aleme yayıldı.
• Gece yarısı dilimin ucu ile hafif hafif söylediğim o sır da her tarafa yayıldı.
• Nasıl ki küçük kurt, tahtayı kemirirse de tahta içinde kalır, yine tahta başını gösterir, meydana çıkarsa, aşk da bende meydana geldi, gelişti. Sonra tuttu beni yaraladı.
214. Eğer şu dünyada aklın aklı olsaydı bizim hayatımızı görür, şaşırır kalırdı.
Mefa'îliin, Fe'ilatün, Mefa'îlün, Fa'îlün
(c.I, 474)
•Aşık ay gibidir. Yıldızın arasırida panl parıl parlar, görünür. Şunu iyi bil ki, ılçıktan yaratıldığı halde tecellî ile mest olan Hakk aşığı "ay"a bile kılavuz olur, yol gösterir.
•Aşığın etrafında yüz binlerce ham kişi olsa, benim iki gözümü de bağlasalar, yine de sana o kalabalık arasında aşığı bulur, gösteririm.
•Yanıma gel, kulağını bana ver de sana bazı şeyler söyleyeyim. Ama söyleyen ben değilim. Peri yüzlü bir güzel benim ağzımdan, dudaklanmdan sana seslenmededir.
•Benim ağzımdan konuşan güzel peri kızına gönül veren, aşık olan varlık da adem'in oğlu değildir, Havva'dan da doğmamıştır.
•Ay yüzlü güzelimi gören güneş gibi ateşler içinde kalırsa, gök gibi elsiz, aksız dolaşır durursa buna şaşma!
•Şu dünyada eğer aklın, aklı başında olsaydı, kalkar gelirdi. Dünya üzerinde ki acayip hayatı, boş yere birbirlerimizle didişip durmamızı görür de şaşırırdı; bu ne biçim hayat derdi?
•Akıllı, fikirli adam; gönlün yüzünü gören kişi, halkı çağırmaya layık olan canın kametini duyan kişidir.
•Aklın varsa sus, sır açma. Bizim sevdiğimiz peri bizim yanımızda bulunmadıkça bizde akıl, fıkir arama!
215. Senin cefan da şeker gibi tatlıdır. Onda yüzbinlerce vefa hazinesi vardır.
Mefa'îlün, Fe'ilatün, Mefa'îlün, Fa'îliin
(c.I, 479)
• Bütün alemin haline gül! Çünkü gülmek senin hakkındır. Dünyada doğru görünen herşey, senin selvi boyunun; eğri olan da kaşlarının kulu kölesi.
• Devlet, zenginlik senin ayaklarına kapanır, önünde yere baş kor. Insanlar da, periler de senin aşkının yolunda başsızdır, ayaksızdır.
• Evvelki gün canım aşkının tesirine kapıldı da gül bahçesine gitti. Fakat seni orada göremedi. Birazcık oturdu, sonra kalktı.
• Akar su gibi secdeler ederek gül bahçesinden dışarıya çıktı. "Kendi aslı olan zevalsiz mutluluk ırmağı nerede?" diye aramaya koyuldu.
• Gönül ehli olan uyanık kişi! Gönlümden senin hikayeni duydular da hepsi birden: "Bu da bizim dilberimizin sarhoşu!" diye nara atmaya başladılar.
• Insanlar da, periler de başıma toplandılar; bana: "Senin nefesin seher rüzgarına benziyor, esip geldiğin doğudan bize bilgiler ver. dediler.
• Senin cefan, şeker gibi tatlıdır. 0 ne güzel cefadır ki, onda yüzbinlerce vefa hazinesi vardır.

sageАноним Птн 24 Янв 2014 21:47:40  #20 №61495105 

Şekil, süret noksanlaşırsa mana azalmaz. Çamurdan yarattığı insana arslan gibi kuvvet vermemiş, kaplana verdiği kürkü giydirmemiş ama, yarattığı canlıların hiç birisine vermediğini insana vermiştir. însana kendinden vasıflar vermiştir. Lutuflarda, ihsanlarda bulunmuştur. Bunlar anlatılamaz ki!
• Sen şimdi cana dikkat et; kendisi ötelerden gelmiş ilahî bir varlık olduğu halde, balçıktan yaratılmış beden hapishanesine atılmış. Pislikler içinde kalmıştır. Fakat onun, yani rühun, canın hapiste oluşundan, pislikler içinde bulunuşundan haberi bile yoktur.
228. Beden Hakk'ın güneşinin yere serdiği gölgeye benzer!
Fa'ilatün, Fa'ilatün, Pa'ilatün, Fa'ilat
(c.I, 398)
• Görmüyor musun? Bütün ebrar, ermiş kişiler; "Rableri onların susuzluğunu giderir" şarabıyla mest olmuşlar. Hakk'ın zevali olmayan güzelliğinden yedi kat gök de, beş duygu da, dört unsur da hepsi, hepsi mest olmuşlar, kendilerinden geçmişlerdir.
"İnsan Suresi 76/21. ayetten iktibas var: "Cennet ehlinin üstlerinde yeşil ipekten ince ve kalın giysiler var. Gümüşten bilezikler takmışlardır. Rableri onlara tertemiz bir içki içirmiştir."
• Gayb aleminden beliren, ortaya çıkan şu kıyamete bak! Cebbar'ın şarabı ile küp de, testi de, havuz da, cennetteki Kevser ırmağı da mest olmuşlardır.
• Beden Hakk'ın güneşinin yere düşürdüğü gölgeye benzer. Bu yüzdendir ki o, bir gölge varlık olarak yeryüzünde sürünmektedir. Halbuki Hakk aşıklarının tertemiz canları, kıyılarında ırmaklar akıp duran aşk cennetinde mest olmuşlardır.
• Cenab-ı Hakk'ın yaratma gücü, san'atı, güzelliği eserlerinde tecellî ettikçe,iki alem de Hz. Musa gibi zerre zerre mest olmuş, kendinden geçerek bayılmıştır.
• Mest olmuş kişilerin isteklerinden ve "Beni göremezsin!" cevabından ötürü Ahmed-i Muhtar (s.a.v.)'in vücudundaki her kıl şefaat etmek için mest olmuştur.
• Ey Mısır'ın Yusufu! Gayb aleminden başını çıkar da şu Mısır'a bir bak! Şehir kargaşalık içinde. Çarşıda, pazarda hepsi mest olmuşlar.
• Kardeşim, eğer söyleyebilsem; şu şaşılacak şeyden bahsedebilsem sen de şaşırır kalırsın. Arş da mest olur, kürsü de, gökler de mest olur!
229. Canım, gönlüm rahattır, huzur içindedir. Çünkü canım da, gönlüm de odur!
Müfte'ilün, Fa'ilat, Müfte'ilün, Fa'ilat
(c.I, 464)
• Benim aşktan başka işim gücüm yok. Iş yerim de odur, işim de odur. Hep söylüyorum, durmadan söylüyorum. Çünkü sözümü beğenen odur.
• Söyleyen bir dudu kuşuyum. Çünkü şükür yurdum odur. Durmadan öten bir bülbül oldum. Çünkü gülüm de, gül bahçem de odur.
• Meleklere doğru kanat çırpmadayım. Çünkü benim kolum, kanadım odur. Başımı göğe vurmadayım. Çiinkü başım da, sarığım da odur!
• Canım ve gönlüm rahattır, huzur içindedir. Çünkü canım da, gönlüm de
odur! Kervanbaşım olduğu için kimse benim kervanımı vuramaz. Kervamm emindir.
• Beden evim neden halkın secde ettikleri yer haline geldi? Çünkü gece gündüz benim kapımda da o var, duvarımda da o var
• Gönlüm onun elinden başkasına el vermez! Çünkü dertli gönlümün gamın hekimi odur!
• Biri bana; "Sus! Senin sözün ne bitmez, tükenmez sözdür." derse, ben de la derim ki: "Azizim! Ben ne yapayım? Benim çok söylemem .de odur! ondan ibarettir."
230. Güzeller güzeli padişah yüzünü açmış, yarattığı eserlerde kendini gösteriyor!
Müfte'ilün, Fa'ilat, Müfte'ilün, Fa'ilat
(c.1, 461)
• Güzeller güzeli padişah yüzünü açmış, yarattığı eserierde kendinı gösteri-or. Fakat onu görecek göz nerede? Padişahın şarabı güllerle, nesrinlerle opdolu. 0 şarabı güllerin, nesrinlerin kadehinden kim içecek?
• Nurlar saçan güneşin nüruna karşı durmadan dönüp duran kimdir? Yani bizim güneşimiz de, gökler de, göklerde bulunan sayısız yıldızlar da hakîkat güneşinin aşığı oldukları için, O'nun etrafında hiç durmadan dönmektedirler.beden bulutunun ötesinden doğacak ay kimde var? Kim kendinde bulunanı bulabilir?
• Padişahın yüzünün güzelliğinden her an bir güzel mekansızlık aleminden başını çıkarır da der ki: "Kimde nikah parası var? Benimle kim evlenebilir?"
• Aşk deryasının kıyısında çeşitli renklerde güzel su kuşları var. Onları avlayarak gönül, onları yakalayacak şahin, doğan kuşu nerede?
• İşte aşk burakları şurada onun çayırlığında otlamaktadırlar. Fakat onlara ulaşmaya imkan yok! Onlara vurulacak eyer kimdedir?
• Gümüş bedenli aşk güzeli geldi, gönül çadırına girdi. Fakat o gümüş renkli bedenli dilbere layık, lekesiz, parlak altın yüz kimde var?
231. Kırmızı bir gül ol da elden ele dolaş!
Müfte'ilün, Müfte'ilün, Pa'ilat
(c.I, 510)
• Kara toprak içinden çıkıp geldiği halde, getirdiği hoş koku ve güzel renkle biz gafillere Hakk'ın lütfunu, ihsanını, yaratma gücünü belgeleyen kırmızı bir gül ol da elden ele dolaş! Kederli, dertli insanlara, hayatın acılığını unutturmak için şarap ol; onları mest et!
• Sevgiliye gitmek için yola çıktım. Kıskançlığın yolumu kesti; "Git, git, sana yol yok!" dedi. Fakat merhametin; "Gel, gel, yol açık!" diye seslendi.
• Senin lütfun bir deryadır. Ben de onun içindeki balığım. Fakat kıskançlığın orada da karşıma çıktı. Beni olta haline getirdi. Ben olta oldum!
• Ben senin aşkının oltasına düştüm. Yaralandım. Fakat gam yemiyorum. Çünkü senin merharnet merhemin yaralıları arayıp durmada.
• Ey bana nefsimden de yakın olan aziz varlık! Ben senin yanında ancak ha-fif hafif nefes alırım. Yavaş yavaş konuşurum.
• Yüsuf bir tanedir, kurtlarsa yüzlercedir. Fakat Yakup lutf etti, duası ile Yüsuf kurtuldu.
232. Gönülde binlerce zevk u safa kapısı açıldı.

Аноним Птн 24 Янв 2014 21:47:42  #21 №61495107 
1390585662579.jpg

>>61495046
Держи. Но я не хотел это кидать. Слишком мерзко.

sageАноним Птн 24 Янв 2014 21:50:00  #22 №61495248 

Aşıkların gözyaşlarından nergisler biter, güller açar. Nergisleri toplayıp demet yapan kişi sadece bir iş başarandır.
• îsterse karanlık olsun, ayak, kendi ayakkabısını tanır. Gönül de zevk yolu ile ulaştığı menzilin hangi menzil olduğunu anlar.
• Aklını başına al da, maddenin hüküm sürdüğü, imansızlığın arttığı şu tüfanda gönle gir ve kendini Nuh'un gemisine at! Menzil korkulu, ama ey kardeş, senin gönlüne korku girmesin! Allah seni korusun!
• Sana yapılmasını istemediğin şeyleri, sen de başkasına yapma! Çünkü şu huy dedikleri, tabiat dedikleri sende de var!
• Her sözü duymamak için kulağına pamuk tıka! Çünkü sen, tertemiz cansın. Kötü sözlerden kirlenmeyesin!..
• Hakk'a yaklaşmak istiyorsan ariflerle düş kalk! Hakk'a kavuşmayı, Hakk'a kavuşmuş kişilerden iste!
242. Güzel hayalin, gönüller mahallesinden geçerken gönül;
"Can nerede?" diye kapıya koşar.
Mefulü, Fa'ilatü, Mefa'îlü, Fa'ilat
(c.1, 450)
• Senin yüzünü görmek bize hayattır. Ya Rabbî! 0 güzel yüz, bugün ne kadar da güzel, gönül alıcı bir hale gelmiş, ne kadar da güzelleşmiş.
• Bugün yüzünde başka bir güzellik var. Bugün çılgın aşık ne yaparsa yeridir, doğrudur.
• Dün bana öğüt veren kişi, bugün senin yüzünü gördü de geldi benden özürler diledi.
" Fuzulî merhum bir beytinde şöyle söyler:
"Değildim ben sana mail, sen ettin aklımı zail,
Bana ta'n eyleyen gafıl, seni görgeç utanmaz mı?"
• Seni bu iki gözle görmem kafi değil! Seni görmek için yüzlerce göz borç almam gerekmektedir. Bu gözleri kimden borç alabilirim? Seni görmeğe layık göz kimde vardır?
• Sana "beşer" (=insan) desem, seni insan olarak gördüğüm için aşktan utanıyorum. Güzelliğine hayran olup da sana haşa "Allah" desem, fanî bir varlığa Allah dediğim için Allah'tan korkarım.
• "Gölge ağaçtan ayrıdır" diyen kişinin körlüğüne rağmen senin güneşinin meydana getirdiği gölgede dolaşıp duruyorum.
• Senin güzel hayalin gönüller mahallesinden geçerken gönül heyecana kapılır da; "Can nerede?" diye bağırarak yalınayak kapıya koşar. Senin hayalin gönlün canı olursa, acaba sen kendin kimin canı olursun; ey sevgili!...
• Yeryüzü senin ay gibi parlak ve güzel olan yüzünden öyle acayip bir nür alır, öyle aydınlanır ki; sanki gökyüzü olurda orada binlerce zühre yıldızı, binlerce güneş parlar.
• Sevgilim, göklerin "0 ay yüzlü güzel vefasızmış" dememeleri için, ne olur gönül penceresinden başını çıkar da bir bak! Güneş gibi nürlar saç! Her tarafı aydınlat!
243. 0 güzelliği görünce hayranlıktan ağzım açık kaldı.
Mefülü, Pa'ilatii, Mefa'îlü, Fa'ilat
(c.I, 449)
• Sevgili; rühun yüzü çok güzeldir, çok parlaktır ama; senin yüzündeki güzellik büsbütün başka güzelliktir.
• Ey yıllarca rühu, ruhun güzelliğini, vasıflarını medheden! Bana bir sıfat göster ki, o sıfat, ruhun zatına uygun olsun.
• Onu hayal etmek gözdeki nüru artırır. Fakat göz onun kendisini görünce nur artıran hayali vuslata karşı pek sönük, pek zavallı kalır.
• 0 yüzü, o güzelliği görünce hayranlıktan ağzım açık kaldı. Her an dilimde, gönlümde; "Allah'ım, sen pek büyüksün. Allah'ım, sen ne güzeller yaratıyorsun?" diye o yüce yaratıcıya sena var!
• Gönlüm senin havanda, senin sevginde yer edinen, oradan bir türlü ayrılmayan bir göz oldu. Oh, o sevgi ne kadar da hoş! 0 sevgi, gözü de, gönlü de beslemede, olgunlaştırmadadır.
• Sen artık ne hüriden bahset, ne aydan, ne ruhtan, ne de periden. Çünki bunların hiç biri ona benzemezler? 0 büsbütün bambaşka bir güzeldir.
• Senin aşkının yaptığı iş, kölesini okşamaktır. Lütuflarda bulunmaktır. Yoksa 0 aşka layık gönül nerede bulunur!
• Bır gece bile olsa senin havana kapılıp, seni hayal ederek uyumayan gönül, karanlık gece içinde nürlu bir gündüz meydana getirir. Hava onun nüru ile ışıklanır, apaydın olur.
• Muradından, isteğinden geçen, sana mürid olur. Istemeden, dilemeden is-teğini bulur, dileğine erişir.
• Bu aşk ateşine düşüp yanan, yakılan cehennemlik kişi, kevsere düşmüştür. Çünkü ey sevgili, senin aşkın kevserdir.
• Ayrılığının acısı ile içim yanıyor. Elimi çaresizlikten başıma vurup duruyo-rum. Ama sana kavuşmak, seninle buluşmak ümidi ile ayağım yere basmıyor.
244. Rahattan, ızdıraptan, benlikten kurtulmadıkça

sageАноним Птн 24 Янв 2014 21:50:52  #23 №61495291 

Sağdan, soldan çekiştirmeler, ayıplamalar duyulsa bile gönlünü bir güzele kaptırmış olan kişi aşkından dönmez!
• Aşk yüzünden kınanmak, ayıplanmak nasıl bir adet ise, aşığın kulağının sağır olması da bir adettir.
• Aşk uğrunda iki dünyanın yıkılması, viran olması; aslında mamur olmaktır, yeniden yapılmak, meydana gelmektir. Aşk uğrunda, aşk yolunda bütün faydalardan vazgeçmekte fayda vardır!
• Hz. îsa dördüncü kat gökten; "Haydi ey aşıklar, elinizi, ağzınızı yıkayınız! Gök sofrası kuruluyor. Manevî yemekler yeme zamanı geldi!" diye bağırıyor.
• Yürü! Yokluk meyhanesinde sevgiliye karşı yok ol! Nerede iki sarhoş varsa, orada kavga ve gürültü vardır.
• Sen şeytanların bulunduğu yere; "Yardım, yardım!" diye gelip giriyorsun. Aklını başına al da yardımı Allah'tan iste! Buradakilerin hepsi de insan şeklinde birer şeytan, birer ifrittir.
• 0 kadar çok mana şarabı iç ki, mest olasın da dedikodudan kurtulasın. Sen aşık değil misin? Aşk da bir meyhane değil mi?
247. Sevgili dedi ki: "Zerre zerre bütün dünya bana aşıktır."
Mef'fllü, Fa'ilatii, Mefa'îlü, Pa'ilat
(c,I, 448)
• Bugün sevgiliyi görme, onunla buluşma günü! Bugün en büyük güneşin doğduğu gün!
• Hüriden, aydan, ruhdan, periden hiç bahs etme! Bunların hiç biri bizim sevgilimize benzemez! Bizim sevgilimiz bambaşka bir şey!
• Kim onun yüzünü görüp harap olmadı ise o insan değildir! Cansız kayadır, mermerdir!
• Onun aşkından, ateşinden haberi olmayan mümin, aşk yoluna düşmüş, Hakk aşıklarının gözlerinde kafirdir!
• Rühu'l-Kudüs kapının halkasını çaldı. Ay yüzlü sevgilim; "Kapıyı çalan kimdir?" diye seslendi. 0 da; "Kapıdaki senin eski kulun, eski kölen!" diye cevap verdi.
• Sevgili; "Yanında kim var? Bu kapıya kiminle geldin?" diye sordu. Ruhu'l Kudüs de; "Yanımda senin aşkın vardı." Sevgili; "Aşk nerede?" dedi. 0 da;"Aşk gönlümde." dedi.
• Sevgili dedi ki: "Zerre zerre bütün dünya, bana aşıktır. Sen yürü git! Getirdiğin meta', mal bizce pek değersiz bir şey."
248. Gönlündeki gamları sil süpür! Orası tertemiz olsun!
Çünkü gönül dostun hayalinin evidir.
Mef'fllü, Fa'ilatü, Mefa'îlii,
(c.I, 447)
• Ey gül senin çok nazik bir yanağın var! Fakat bu kadar nazik olduğu halde yanağını sevgilinin yanağına sakın koyma! Onu incitirsin. Çünkü onun yanağı senin yanağından daha naziktir.
• Hatta ey gül, gönlünde bile onun nazik güzel yanağını, kendi yanağına koymayı hayal etme. Çünkü yanağını yanağına koyunca gönülde olduğu için senin gönlündeki aşk sırrım anlar. Gönüller alan dost pek naziktir.
" Gül yanakların hayalen bile incinmeleri bendenize Nedîm'in şu beytini hatırlattı:
"Buy-ı gül taktîr olunmuş nazın işlenmiş ucu,
Birisi hoy, birisi destimal olmuş sana sevgilim!"
(Gülün kokusu imbikten geçirilmiş, nazın ucu işlenmiş, imbikten geçirilen gül kokusu sana ter olmuş. Naz denilen manevî varlık da sana mendil olmuş.)
• Arzu, istek haddi aşınca gizlice kimseye belli etmeden ona secde et! Fakat fazla da üstüne düşme. Çünkü o pek incedir, pek naziktir.
• Eğer sen kendinden geçmiş isen, zaman kaydından da kurtulduğun için bütün vakitler senindir. Senin vaktindir. Fakat kendinde isen vaktini bil bekle! Çünkü pek incedir.
• Gönlündeki gamları sil, süpür! Orası tertemiz olsun. Çünkü gönül onun hayalinin evidir. 0 güzelin hayali ise pek incedir, pek naziktir.
• Günün birinde gülün gölgesi dostun hayaline düştü de, dosta öyle bir iş etti ki, gerçekten de bu çok ince bir iştir.
" Hz. Mevlana'nın: "Gülün gölgesi dostun hayaline düştü." mısra'ı eski şairlerimizden Nailî-i Kadîm merhumun şu beytini hatırlattı:
"Gül hare düştü, sîne-fikar oldu andelip,
Bir hare baktı bir güle zar oldu andelip."
(Gül dikenin üstüne düştü. Bu yüzden bülbülün göğsü yaralandı. Bülbül bir güle baktı, bir de dikene, feryada başladı."
249. "Ney"in sesi kendinin değildir.
Ona üfleyenin "ney"den duyulan nağmeleridir.
Mef'dlü, Pa'ilatii, Mefa'îlü, Fa'ilat
(c.1, 444)
• Sakî şarap getir! Günler pek hoş, pek güzel! Bugün şarap içmek, sohbet otağı kurmak, gönülde aşk ateşini uyandırmak günü! Onu manen bulmak, ona hayran olmak günü.
• Sakî nazik, şarap latif, günler değerli, şerefli günler! Meclis gökyüzü gibi aydınlık, sevgili de ay gibi giizel!
• Ney sesini dinle! Aslında o ses ney'in değildir. Ona üfleyenin duygularının ney'den duyulan nağmeleridir. Sen aşk şarabını içmeğe bak! Gam kendi derdine düşmüş, çırpınıp duruyor.
• Bugün tövbeden başka bozulacak birşey yok! Bugün sevgilinin saçından başka dağınık, perişan bir şey yok!
""Bazı ariflere göre insanın "Ben bu işi bir daha yapmayacağım" diye tövbe etmesi, kendinde bir varlık, bir benlik duymasının neticesidir. Bu davranış ( Allah'dan başka fail yoktur.) inancına aykırıdır. Bu sebeple "Tövbeden de tövbe etmek gerekir" demişlerdir. Ama bu demek değildir ki, ne yaparsan yap bu senden değildir, Hakk'tandır. Bu görüş Cebriye görüşüdür. Islamî değildir. Çünkü insan cüz'î iradesini kullanarak suçu bir daha işlememeye tövbe ederek Hakk'ın yardımı ile kendini iyiye götürebilir. Mevlana "Bugün tövbeden başka bozulacak bir şey yoktur!" demekle bu inanca işaret buyurmaktadır.
• Bütün dünyanın heves ettiği, aşkına kapıldığı o güzel, balçıktan yaratılmıştır. Fakat o, gizli olarak Hakk'ın kudreti, yaratma gücü, san'atı ile süslenmiştir.
• Bugün başka türlü bir gün, bugün nerede bir ölü varsa canlanır, dirilir. Bugün kör bile başka bir göze sahip olur.
• Nice beden vardır ki, toprak esiridir, mezarda çürümeğe mahkumdur.Fakat gönlü gökyüzünde emîr nice tohum var ki, toprak altına düşmuş, ondan biten ağaç yücelmiş, boy atmış.
• Gönlü mücevher, inci hazinesi olan bir varlık nasıl olur da kirli toprakta yaşar? Sevgilisini bağrına basmış olan bir kişinin nasıl olur da gönlü daralır, sıkılır?
250. Benim "Aşıklık"tan başka bir işim yok!
Müfte'ilün, Müfte'ilün, Fa-ilat
(c.I, 505)
• Benim aşıklıktan başka bir işim yok. Ben aşığım, aşıklığı bir suç saymıyorum. Ve aşık olduğum için de utanmıyorum.
• Sen şu aşk denizinin içinde ne kadar da değerli bir incisin! Senin yüzünden dalga gibi kararsızım, çırpınıp duruyorum.
• Ben şimdi senin aşk denizinin kıyısında oturup duruyorum. Her ne kadar benim gönül denizimin kıyısı yoksa da, ben aşk denizinin kıyısını seviyorum, o kıyının sarhoşuyum.
• Senin aşkının şarabı bana gökyüzünden gelmektedir. Bu sebepledir ki, yeryüzünde üzümleri sıkarak şarap yapanlara benim minnetim, ihtiyacım yoktur.
• Senin aşk şarabın dağın bile sükünetini giderir, onu oynatırken; benim vakarım yoksa, ben yerimde duramıyorsam beni kınama, ayıplama!
• Sevgilim ben senin oturduğun mahalleden bir türlü vazgeçemiyorum. Ne olur, bana mahallende bir ev tut!
• Sen güzelliğin ile, eşsizliğin ile dünyanın kutbusun. Herkes yüzünü sana doğru çevirmiş, seni görmek istemektedir. Benim de senin çevrende dolaşmaktan başka bir işim yok!
• Benim akrabam, yakınım, eşim, dostum hep aşktan doğan kişilerdir. Bunlardan daha güzel yakınlarım, daha ala soyum, sopum yoktur!
• Iki dünyadan da üstün, iki dünyadan da değerli ne vardır? Aşk şehri vardır. Benim bundan daha iyi bir şehrim, daha iyi bir diyanm yoktur!
251. Allah'ım; bedenimizde bir tek damar bile yoktur ki senin emrinle atmasın.
Müfte'ilün, Müfte'ilün, Fa'ilat
(c.I, 506)
• Allah'ım; şu dünyada senin emrine boyun eğmeyen; kul, köle olmayan var mıdır? Senin lütuflarını, ihsanlarını, güzelliklerini görüp de hayran olmayan, mest olmayan var mıdır?

sageАноним Птн 24 Янв 2014 21:51:47  #24 №61495347 

îlkbahar gelince gül uykudan uyanır, kırmızı elbiseler giyer. Ben güle o elbiseleri kimin giydirdiğini biliyorum.
• Bahar gelince söğütler de uyanır, yaya olarak gelirler, ırmağın kenarında namaz kılacaklarmış gibi saf haline girerler. Onlar da bütün varlıklar gibi kadere boyun eğmişlerdir. Kaza ve kader neyi takdir etmişse ancak onu yaparlar.
• Süsen kılıcını çeker, yasemin sipere girer. Her biri savaş tekbirini getirirler.
• îlkbaharda kırmızı elbiseler giyerek süslenen gül, kendini beğenir de o aciz bülbüle neler eder, neler eder!
• Bahçe gelinlerinin herbiri, bahçede bulunan bütün çiçekler; "0 vefasız gül bize işaret ediyor!" derler.
• Burada aşık bülbül de seslenir, der ki: "Bakın arkadaşlar, başsız ve ayaksız gibi olan ben zavallıya gül ne cilveler yapıyor?"
• Bu hali gören çınar ağlayarak, inleyerek el kaldırmıştır. Dua etmektedir. Ne dua ettiğini ben sana söyleyeyim.
• Goncanın başı ucunda durup ömrün az olduğundan şikayet eden kim? Menekşenin sırtını iki büklüm eden kim? Sana anlatayım.
• Sonbahar bağlara, bahçelere çok cefalar etti. Ama şimdi dikkat et de bak! îlkbahar ne vefalar etmede.
• Sonbaharın yağmalayıp götürdüğü her şeyi ilkbahar birer birer geri vermede.
• Gülü de, bülbülü de, bahçe güzellerini de hatırlamak, onlardan bahsetmek birer bahanedir. Neden bunu yapıyorlar? Neden güllerden, bülbüllerden, bahçe güzellerinden söz açıyorlar da, onları yaratandan söz açmıyorlar.
"Hz. Mevlana bir ruba'îsinde şöyle buyurur:
Bağ. gül, bülbül, güzeller hepsi birer bahanedir.
Bunların hepsinden maksat odur "
• Bu hal aşkın gayretinden, kıskanmasındandır. Yoksa, dil Allah'ın inayetlerini, ihsanlarını, lütuflarını nasıl anlatabilir?
260. Kendini nasıl, niçin, neden dikenliğinden kurtarırsan ona kavuşursun.
Mefa'ilün, Fe'ilatün, Mefa'îlün, Fa-îlün
(c. II, 959)
• Gönlünü dünya gamından ayırabilirsen, beka bağında, ölümsüzlük bağında neşelenmene, safa sürmene imkan vardır.
•Riyazet suyu ile yıkanırsan bütün gönül kirlerinden temizlenirsin.
• Hevesler ve nefsanî istekler menzilinden bir iki adım ilerlersen, şeref ululuk haremine konabilirsin.
• Ey gönül! Manalar denizinde bulunan o eşsiz inciye, değer bakımından paha biçemezsin.
• Himmet eder de, bu toprak durağını (yani dünyayı) kendine mekan edinmezsen yücelerin yücesinde, ötelerin ötesinde, mana aleminde kendine bir yer edinirsin.
• Yalnız başına oturup başını önüne eğer de düşüncelere dalarsan, geçmiş zamanlardaki hatalarını, yanlış görüşlerini anlar da onları düzeltebilirsin.
• Fakat bu yola düşenlerin vasıfları uyuyup kalmak değil, çevik davranarak, acele ederek işleri yoluna koymaktır. Sense bu cihanın nazenînisin. 0 çevikliği nasıl elde edebilirsin?
• Sen ne ecelin elini ayağını bağlayabilirsin, ne de dünyanın renginden, kokusundan, nimetlerinden vazgeçer, kendini kurtarabilirsin.
• Eğer sen bu alçak nefisle, benlikle savaşabilirsen; gönlün, canın Rüstem'i, kahramanlar kahramanı olursun.
• Eğer aşk derdine tutulursan, eğer yaratıcıya aşık olursan, imtihan için onun verdiği belalara sabredersen; o zaman gönlün huzura kavuşur.
• Şu anda; nasıl, niçin, neden dikenliğinden kendini kurtarabilirsen ona kavuşursun. Daha dünyadayken cennette yaşamağa başlarsın.
261. Sürgün olarak geldiğiniz bu dünya gurbetinden sefere çıkın!

sageАноним Птн 24 Янв 2014 21:53:20  #25 №61495427 

• Aşk benim uykumu aldı götürdü. Uyku da aşkı götürdü. Zaten gerçek aşık , uyuyamaz. Aşk canı da, aklı da yarım arpaya bile almaya tenezzül etmez.
• Aşk kana susamış siyah bir arslandır! 0 aşıkların gönül kanından başka bir şey içmez!
• Aşk sevgi ile sana yaklaşır, seni tuzağa düşürür. Sen onun tuzağına düşünce o senden uzaklaşır. Uzaktan senin halini, ayrılık ateşi ile yanışını seyre başlar.
• 0 çok güçlü, çok kuvvetli bir emîrdir, korku nedir bilmez. îşkenceler yapar. Suçsuz olduğun halde seni ezer, hırpalar durur.
• Aşkın eline avucuna düşen, bulutlar gibi ağlar, gözyaşları döker. Fakat onlardan uzak duran da asık suratlı, duygusuz, soğuk bir kişi olur. Kar gibi donar, buz kesilir.
• Aşk her an binlerce kadeh şarap içer, sonra o kadehleri kırar, döker. Her an binlerce kat elbise diker, sonra onları yırtar, atar!
• Aşk binlerce gözü ağlatır, sonra da ağlattıklarını güldürür. Binlerce kişiyi ağlatıp inleterek öldürür de hepsini bir sayar.
• Zümrüd-i anka Kaf dağına doğru hoşça uçar gider. Ama aşk tuzağını görünce artık uçamaz olur. Gelir, aşkın tuzağına düşer.
• Aşkın bağlan ile bağlanan kişi hile ile yahut işi deliliğe vurarak, o bağlardan kurtulamaz. Onun tuzağına düşmüş olan hiç bir akıllı aklı fikri ile bir çare bulup halas olamaz.
• Onun yüzünden aklım perişan, darmadağın. Yoksa onun yaptıklarını, tuttuğu yolları, ettiği işleri bir bir sayar, döker, sana gösterirdim.
• Aşkın arslanları nasıl avladığını, onlan nasıl yakaladığını, onlara neler ettiğini sana gösterirdim.

Аноним Птн 24 Янв 2014 21:54:17  #26 №61495483 

>>61495107
Дай оп пик без звезд.

sageАноним Птн 24 Янв 2014 21:59:06  #27 №61495752 

Şemseddin'den yine ilkbaharın sesleri, ilkbahar sevinçleri, zevkleri, safaları geliyor. Kadehlere dökülen şarabın çıkardığı neşeli sesler, yeşilliklerden baygın nameler geliyor.
• Gönlüm sevinçten, sakînin verdiği neşelerden dolup taşıyor. Onun visali kucak açınca, kucaklaşmak zamanı geliyor.
• Gönlümün güvercini yine av avlamak için uçtu. Onun avdan dönüp gelişi ne mutlu andır.
• Davet davulunu çalıp duruyorum. Sevgilim duyarsa gelir de, şu sararmış yüzüm yüzbinlerce defa güzelleşir.
• Madem ki güzellik saltanatı geldi. Ay yüzlü sevgilimin yüzüne yerleşti. Bu durup dinlenmeyen gönlüme o yüzden rahatlık geleceği umulur.
• Gül bahçesi açılır saçılır da şu dikenin kucağına gelir diyorum. Bu hevesle yüreğimin çarpıntısı duruyor, heyecanım yatışıyor.
• Bir gün olup da o kıvılcımlar saçan kadeh, yine elime geçerse artık bana bu mahmurluktan gam yoktur.
268. Dünyaya gönül veren bir zavallı bir hayal yüzünden hayale döner.
Fe'ülün, Fe'ülün, Fe'ulün, Fe'ül

comments powered by Disqus

Отзывы и предложения